Jaguar’ın 1963 model Special GT E-Type’i yeniden yolların tozunu alacak!

Kayıp Jaguar'ın Dönüşü!
01-09-2014 14:32 - 15527 Okundu

Ünlü İngiliz markası Jaguar, eski defterleri kurcaladı ve bitmemiş bir projeyi bitirmeye karar verdi.

Jaguar markası, otomobil tutkunlarının gönlünde ayrı bir yere sahiptir. Amerikan arabalarının beygir güçleriyle ön plana çıktığı bir çağda, Jaguar gibi İngiliz markaları hem güçlü, hem de gerçekten viraj dönebilen hafif, alımlı spor otomobillerle dünya otomotiv tarihine girdiler. Tarihe adı yazılan klasiklerden biri de Jaguar E-Type idi.

Jaguar E-Type hafif, güçlü, aerodinamik bir araçtı ve bugün hala klasik otomobil tutkunlarının rüyalarını süsler. Jaguar, 1963 yılında bu şasiyi temel alan özel bir seri üretme kararı almıştı. Special GT E-Type olarak adlandırılan bu seriden sadece 18 adet üretilecekti. Çünkü gövde tamamen alüminyum alaşımdan yapılacak, araçlar Jaguar’ın özel üretim atölyesinde tamamen elde imal edilecekti. Firma bu seri için 18 adet özel şasi numarasını lisanslamıştı, ancak sadece 12 tane üretim yapıldı ve serinin son altı numarası asla kullanılmadı.

İşte Jaguar şimdi bu seriyi tamamlamayı ve son altı aracı da tıpkı 50 yıl önceki yöntemlerle imal etmeyi hedefliyor. Mühendisler o zamandan sağ kalan Special GT modellerini bilgisayar ve laser tarayıcılar yardımıyla içten dışa tarayarak, tüm şasi planını gerçeğine en yakın şekilde çıkarmışlar. Bu planlar kullanılarak ve o dönem seçilen alüminyum alaşımla son 6 aracın şasileri de üretiliyor. Bundan sonra Jaguar mühendisleri her aracı tek tek elde montajlayacak ve müstakbel sahiplerine teslim edilmeye hazır hale getirecekler.

Special GT E-Type alüminyum alaşım gövdeye sahip olduğundan, standart modele göre yaklaşık 115 kilo daha hafif. Buna uygun süspansiyon sistemi olan aracın kaputunun altında düz sıra dizilimli 6 silindire sahip 3,8 litrelik bir motor bulunuyor ve 300 beygir güç üretiyor. Vites kutusu ise her alıcının tercihine uygun dişli oranlarına sahip olacak şekilde elde üretiliyor. Aşağıda tamamlanmış araçlardan birinin pistte nasıl gittiğini kendiniz de izleyebilirsiniz. 50 yıllık bir klasik için hiç fena sayılmaz. Ancak pilotun bu gayet kıymetli aracı kırmamak için fazla zorlamadığını da dikkate alın.